18 Temmuz 2009 Cumartesi

Neden Hala Bu Güzelim Formaları Görmezlikten Gelirsiniz?

Formaları tanıttıllar. Hepsi birbirinden kötü. Hepsi birbirinden anlamsız, manasız. Hala anlamıyorum. Siyah ve beyaz gibi hayatın her daim içinde olduğu bu renkler nasıl böyle çarçur edilir. Bu formaların ne resmini koyarım buraya ne de gider alır giyerim. Zamanında bir taraftarın yaptığı güzeller güzeli forma tasarımını koyarım ve derim ki "Neden hala bu güzelim formaları görmezlikten gelirsiniz"

8 Temmuz 2009 Çarşamba

OYUN DEVAM EDİYOR...

Haşmet Babaoğlu'nun yazısını okumuştum ama bundan haberim yoktu. Yazıyı haberi yan yana getirince 1-2-3 Gol Yetmez blogunda yayımlanan aşağıda ki yazıya hak vermemek elde değil. Anlicanız ligler başlamışta bizim haberimiz yok. Kombineyi aldık ama boşa gidecek herşey gibi de bir his var. Umarım geçen sezon ki gibi "BU OYUNU BOZABİLİRİZ"


Yılların 90 Dakika'sı... Bitti, gitti... Sebep; ekonomik kriz... Bilemiyorum:) Ben aklıma gelenleri açık açık yazayım, siz de "yapma yahu, bu kadar da komplo teorisi olmaz" deyin...
3 sene arka arkaya şampiyonluk sözü verdi Aziz Yıldırım. Sürekli söylüyorum; gözü dönmüş durumda, bu sezon ilgili kurumların vay haline... Hiç mi hiç sevmediğim, bu ülkede gördüğü ilgiyi haketmediğini düşündüğüm Hıncal Uluç, Fenerbahçe'ye ve Aziz Yıldırım'a en çok sallayan isim... Söylemleriyle çoğu zaman kamuoyu oluşturabiliyor... Eh, Aziz Yıldırım açısından da bu sene hiç bir şey ters gitmemeli, zemin hazırlanmalı...

-Alo, Feritçiğim...
-Gereken yapılacak başkanım...

Ama mesele Hıncal Uluç olunca çok da üzülmedim... İnönü Kapalısının bir müdavimi ve Kayseri maçında Çevik Kuvvet'in hışmına uğramasına rağmen Hıncal tarafından PKK'lılara benzetilen taraftarlardan birisi olarak bu olaya şu tezahüratla son noktayı koymak isterim;

"Noldu Hıncal nolduuu, söyle ne olduuuu, ...... ....."

gelen ya da gelecek tepkilere binaen Haşmet Babaoğlu'nun bugünkü yazısını okutmak isterim...
Haşmet BABAOĞLU'nun yazısı için
"MEDYA DA KİRLİ TEMİZLİK OPERASYONU
"

7 Temmuz 2009 Salı

2009-2010 BEŞİKTAŞ Lig Fikstürü

1.Hafta
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR - BEŞİKTAŞ
2.Hafta
BEŞİKTAŞ - ANTALYASPOR
3. Hafta
GENÇLERBİRLİĞİ - BEŞİKTAŞ
4. Hafta
BEŞİKTAŞ - GAZİANTEPSPOR
5. Hafta
GALATASARAY - BEŞİKTAŞ
6. Hafta
BEŞİKTAŞ - KAYSERİSPOR
7. Hafta
ANKARASPOR - BEŞİKTAŞ
8. Hafta
BEŞİKTAŞ - DENİZLİSPOR
9. Hafta
BEŞİKTAŞ - KASIMPAŞA
10. Hafta
ESKİŞEHİRSPOR - BEŞİKTAŞ
11. Hafta
BEŞİKTAŞ - MKE ANKARAGÜCÜ
12. Hafta
TRABZONSPOR - BEŞİKTAŞ
13. Hafta
BEŞİKTAŞ - FENERBAHÇE
14. Hafta
SİVASSPOR - BEŞİKTAŞ
15. Hafta
BEŞİKTAŞ - DİYARBAKIRSPOR
16. Hafta
MANİSASPOR - BEŞİKTAŞ
17. Hafta
BEŞİKTAŞ - BURSASPOR

Bu Sezonda KAPALIyız..


3'üncü seneye girdik. Askerden geldiğimden beri aralıksız 3'üncü sezonum Kapalı Tribünde. Maç izlemesi zordur, her bünye rahatça kaldıramaz. 90 + devre arası ayakta kalmayı, itişip kakışıp yer tutmayı, maça bir kaç saat önce den girip bütün hava koşullarına karşı gelmeleri, maç bitiminde hemen staddan ayrılmadan beklemeyi, üst tarafta ki kavgaların, saçma sapan hareketlerin muhatabı olmayı, üstüne üstlük üst taraftan gelecek herhangi yabancı maddeye rağmen maçtan kopmamayı başarmak kolay iş değil. Ama ne olursa olsun ayrı bir tadı, ayrı bir zevki var orda maç izlemenin. Sıra arkadaşların bellidir. Kimin nerde ne yapacağını adım gibi bilir, karşılıklı yorumlarla, tezarühatlarla maçı takip edersin. Hele hele üst tarafta güzel güzel tezahüratlarını zamanında eksiksiz adamakıllı yaptı mı işte o zaman tadından yenmiyor.
Bu arada kombineyi alırken yerimi bir başkasının kaptığını gördüm. Eskişehirli renkdaşıma burdan mesaj olsun. Babam olsa tanımam o yeri de kimseye yar etmem. Ben etsem bizim ekip izin vermez. Ona burdan sözüm maçlar başlar başlamaz kendine güzel bir yer seçsin. Benden söylemesi...

Alen MARKARYAN - Beyaz Kıraathane Röportaj




28 Haziran 2009 Pazar

Kurtuluş Uzaklarda....

Nihat gelmiş geri... Çok sevindim. Mutlu oldum. 
Peki seni neden gönderdiler. Anlamadım. Üzüldüm. 
Geleceğe olan inancım kaybolmaya, sahiplenme duygum azalmaya başladı. Bu böyle devam edecekse ne kupa isterim ne de ezeli galibiyetler. Çifter çifter sevineceğime tek tek gönderilişlerinizle üzülüyorum. Seni de, Aydın'ı da hangi takımda oynarsanız oynayın, rakip Beşiktaş olsa dahi sonuna kadar destekleyeceğime söz veriyorum. En azından sizler için yapabileceğim yegane şeyin bu olduğu bilerek ve üzülerek. 
Yolun açık olsun çocuk. 
Eminim saha da gereken insanlara gereken cevabı vereceksin. 

26 Haziran 2009 Cuma

Don Kişot

'' Hadi değiştirelim herşeyi
Devrim olsun bunun ismi
Başlıklar değişsin
Çirkinlik ve güzellik hepsi


Sessiz ol.. Kimse uyanmasın
Bir yudum iç şundan hemen ısınırsın


Kaçıp evden uzaklara şehre bakalım aylak aylak
Kaçıp gerçekten uzaklara hayallere dalalım teslim olmadan


Güzel bir özgürlük var bu gece içimde ve dışımda!


Don kişot olsun ismim bu gece
Rüzgarlara savaş açalım bu daha delice
Bir nefes çek şundan alışırsın
Yıldızlar gibi geceye hemen karışırsın

Kaçıp evden uzaklara şehre bakalım aylak aylak
Kaçıp gerçekten uzaklara hayallere dalalım teslim olmadan

Güzel bir özgürlük var bu gece içimde ve dışımda! ''

24 Haziran 2009 Çarşamba

Zahir

Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana.

Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kitaplarıma, ellerime.

Öyle çok öpüşürdük ki,

ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi...

Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdiğine,

bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım kim olduğunu bilmediğim birine...

Şimdi ağzımda karşılıksız aşkın o aç tadı...

Karşımda O...

Ama eşitiz artık,

damarlarımızda karşılıksız aşkın o zehirli kanı...

23 Haziran 2009 Salı

Zan ve Etkileri

İstanbul'un 3 büyükleri arasında topçu alışverişi devam etmekte. Beşiktaş'ımızın defansının bel kemiği(!), kendi deyimiyle ''coşkulu taraftar'' Ultraslan'ın huzurunda artık. Şahsıma göre saatli boNba olmaktan öteye geçememiş, fazlasından ziyade eksiği bol bir topçuydu. Beşiktaş'ımda her daim güzide bir yedek olmaktan öteye geçmemeliydi ki, ilginçtir son yıllarda takımı çalıştıran tüm teknik direktörler kendisini ''joker'' olarak düşündüler. Tabii bunda mevcut kadro yetersizliğinin önemi oldukça fazlaydı diye düşünmekteyim. Kazma olsa da elde iyisi yoksa oynatmaktan başka çare var mı?


Artık beklemedeyiz. Basından takip ettiğimiz kadarıyla, her transfer döneminde olduğu gibi ne yazık ki forvet transferi peşinde koşturuyor sevgili yönetim! Bilinçli transfer politikası izlemeyeli o kadar yıl geçti ki... BU TAKIMIN ACİLEN KALİTELİ YABANCI STOPERE İHTİYACI VAR!

Mustafa Denizli'nin gelecek sezon Zapo'suz bir 18 düşünmesinden hareketle, kaliteli yabancı stoper transferi yanında en az 1 tane daha yerli stoper transfer ederek kulübeyi zenginleştirmeli sayın Denizli. Tabii gönül ister ki kendisi şöyle genç topçuları Paf'tan alsa en azından kulübe de tutsa yedek transferine de ihtiyaç olmayabilir fakat Denizli'nin genç topçulara olan vurdumduymazlığı bilinen bir gerçek.

Umut etmekten başka çare yok.

Bekleyip göreceğiz.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Hoşbulduk...

Evet... dostum, kardeşim, abim, renkdaşım, yol arkadaşım, kader arkadaşım beni değerli bloguna buyur etti. Kırmak olmazdı arkadaşlar... Naçizhane yazılarımı buradan paylaşacağım artık...

Siyah- Beyaz;

umudumuz, yarınlarımız, geleceğimiz!

Pazar akşamı kutlamada söylendiği gibi:

'' Tek yol Beşiktaş! ''

Tekrar hoşbulduk.

Şampiyon

Hayırlısı diyerek ilk yazıma başlıyorum:)




Kardeşimin

14 Haziran 2009 Pazar

Rahatladım Az Biraz....


Rahatladım açıkçası. Şu son günlerin büyük olayı Mehmet Topuz kavgasında sonuca ulaşıldı ya acaip bi sevindirik oldum. Nedeni basit aslında. Daha haberi ilk duyduğumda, televizyonda verdiği formalı röportajı ilk gördüğümden beri Mehmet Topuz'u Beşiktaş'ımda istemediğimi herkese söyledim. Bana göre ilk başlarda olmasa da zaman geçtikçe olduğu takımda arıza çıkaracak adamdır kendisi. Ego patlaması yaşamaya uygun bir şahsiyettir. Kayseri gibi bir takımda bile hemen her topu isteyen, hemen her frikikte topun başında olan bir nevi takım oyununun içine eden adamdır. Benim takımım kim nederse desin (özellikle şimdi ki yorumcu Sergen gibilerinin söylemlerine rağmen) güzeldir. Eksikleri yok mudur? Bence gereğinden fazladır eksiği. Ama takımdır. Özellikle 100. yıl şampiyonluğundan sonra benim içime sinen, benim Beşiktaş'ı bu kadar bağlanmama neden olan eski günleri hatırlatan bir hali vardır. Varsın benim takımım CL'de sıfır çeksin, varsın benim takımım ligde ilk 5'e giremesin. Ama benim takımımın oyuncuları egolardan uzak, kendini bilen, saygılı, düzgün adamlardan oluşsun. Rakibe saygısızlık etmesin, varını yoğunu ortaya koysun ama kavgasız dövüşsüz bitirsin maçlarını. Başkasına kelleni uçururum hareketi yapmasın, ikili mücadelelerde tabanla girmesin, karşı takımın oyuncusunun baldırlarına kramponlarının en sivri yerleriyle basmasın. Adam olsun kısaca. Yoksa Mehmet Topuz kalitesinde, kişiliğinde adam çok. Asıl Metin, Ali, Feyyaz, Kadir, Gökhan ve diğerleri gibi efendi, düzgün adam bulmak zor. Hele hele böyle bir başkanımız varken ( ne söyleyeceğini bilmeyen, her türlü olayın baş kahramanı) bulmak daha da zorlaşıyor ya neyse. Bir gün başkan da, onun gereksiz yönetim tayfası da (özellikle kendinden ölesiye nefret ettiğim Levent Erdoğan şahsiyeti kastedilmektedir) gidecektir. O günü sabırsızlıkla beklemekteyim. O gün heralde Beşiktaş bayraklarını camlara, balkonlara asmanın en doğru zamanı olacaktır. 

29 Mayıs 2009 Cuma

Formalar




























Barış İzgördü'ye teşekkürü borç biliriz..

13 Mayıs 2009 Çarşamba